Binlerce yıllık tarihin bıraktığı hazine “Frig Vadisi”

1402

Kütahya’nın doğusunda eski bir yanardağ olan Türkmen Dağı’nın tüfleriyle meydana gelen “Frig Vadisi”, binlerce yıllık geçmişiyle tarihe ayna tutuyor.

Eskişehir ve Afyonkarahisar il sınırları içerisinde de bulunan vadide, kaya mezarları, kiliseler, sığınma ve barınma amaçlı oyulan mağaralar, MÖ 900-600 arasında Frigler tarafından kullanılmış.

Kütahya-Eskişehir karayolunun 35. kilometresindeki Sofça köyündeki Porsuk Barajı’nın karşı yakasında yer alan Elbeyi, Yılanlıdere, Pireli ve Karadede mevkilerindeki mağaralarda, taşlara oyulan koltuk, odalar ve kilise olarak kullanılan yerdeki haç işaretleri görenlerin ilgisini çekiyor.

Kütahya Müze Müdürü Metin Türktüzün, yaptığı açıklamada, Türkmen Dağı’nın tüfleri ile örtülü olan Frigya yaylalarının çok eski çağlardan beri çeşitli kavimlere ev sahipliği yaptığını söyledi.

Volkan tüfünün kolaylıkla işlenebilir kayaç olması nedeniyle Friglilerin bunları daha kolay yontmasına sebep olduğunu belirten Türktüzün, “İl merkezine en uzak yeri 55 kilometre uzaklıktaki Ovacık köyünün İnlice Mahallesi’dir. Ovacık, İnli, Ahmetoluğu Çiftliği, Fındık, Söğüt, Armutlu, Sökmen, Sofça köyleri ile Sabuncupınar beldesinde geniş bir alana yayılmış mağara, mezar ve şapel kalıntılarını barındırmaktadır. Bölge, MÖ 900-600 yılları arasında Frigler, daha sonra Romalılar ve Bizanslılar tarafından kullanılmıştır” diye konuştu.

Türktüzün, Frigya vadilerinde, kayaların el ile oyularak mezar odaları, samanlık, sarnıçlar, ambarlar, küçük kiliseler yapıldığını dile getirdi.

Ovacık inli’de tekli ve çiftli kilisede, fresk izlerinin hala seçilebildiğini ifade eden Türktüzün, şunları söyledi:

“Ayrıca kök boya ile yazılmış Bizans döneminden yazılar, meander motifleri ve haç işaretleri de görülebilmektedir. Bölgemizde yüzlercesi bulunan bu mekanların büyük bir kısmı kendi hallerine terk edilmekle birlikte, hemen tamamı zamanın ve tabiat şartlarının tahribine maruz kalmaktadır. Günümüzde bazıları barınak, ambar ve samanlık olarak işlevlerini sürdürmektedir. Ovacık’taki Deliktaş ve Penteser kaleleri ile Fındık köyündeki kale, savunma amaçlı olup Deliktaş kalesinde girişten sonra koridorlardan geçerek, katlardan aşağı inilebilmekte ve odalardan birbirlerine geçilebilmektedir. Her türlü tarih ve tabiat güzelliklerinin mevcut olduğu Frigya vadileri, sizler tarafından görülmeye değer ender yerlerden biridir.”

Türktüzün, Frig Vadisi’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından birinci derece arkeolojik ve doğal sit alanı olarak tescillendiğini sözlerine ekledi.
Oylat Mağarası ilgi görüyor
Bursa’nın İnegöl ile Kütahya’nın Domaniç ilçeleri arasında yer alan ve fay hatları sonucu oluşan Oylat Mağarası, sarkıt ve dikitleriyle birçok güzelliği içinde barındırıyor.

Türkiye’nin en büyük mağaraları arasında yer alan, 720 metre uzunluğu, 93 metre yüksekliği ve 7-8 metre de yüksekliğindeki sarkıt ve dikitleriyle hayranlık uyandıran Oylat Mağarası, birbirine bağlı iki kattan oluşuyor ve genel olarak menderesli bir profile sahip. Girişten büyük çöküntü salonuna kadar olan bölümde, dar galeriler bulunuyor.

Işıklandırılması tamamlanan mağara, turistlerin daha rahat gezebilmesi için galvanizden en tepeye kadar merdivenlerle döşenmiş. Ayrıca, mağarada bulunan yarasa sesleri mağarayı gezerken insana fantastik bir duygu yaşatıyor.

SARKIT VE DİKİTLERİN BİR SANTİMETRESİ 17 YILDA OLUŞUYOR

Oylat Mağarası İşletme Müdürü, yaptığı açıklamada, burasının fay hatlarından oluşan bir güzellik olduğunu söyledi.

Mağarada 3 fay hattının bulunduğunu belirten İşletme Müdürü, şunları kaydetti:

“Yaşanan depremler sonrası sular, burayı aşındırıyor. Bunun sonucunda oluşan oyuklardan su damlaları akmaya başlıyor. Bu damlar sayesinde sarkıtlar ve dikitler, ortaya çıkıyor. Bunların bir santimetresi, 17 yılda meydana geliyor. Bu mağarada 7-8 metre yüksekliğinde sarkıt ve dikitlerimiz vardır. Bu da milyonlarca sene öncesine tekabül etmektedir. Mağaramızın uzunluğu 720 metre civarında. Daha rahat gezilmesi için de galvaniz merdivenler döşenmiştir. Işıklandırması, Anıtlar Yüksek Kurulu ile birlikte hiçbir şeye zarar vermeden tertipli bir şekilde yapıldı.”

Mağaranın 5 yıl önce işletmeye açıldığını anlatan İşletme Müdürü, kendi girişimleriyle mağarayı turizme kazandırdıklarını vurguladı.

Tanıtım faaliyetlerine ağırlık verdikleri mağaraya Arap turistler başta olmak üzere yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi gösterdiğini ifade eden İşletme Müdürü, “Mağaraya 22 tur şirketi gezi düzenliyor. Özellikle Arap turistleri buraya getiriyor. Hem yabancı hem de yerli turistleri burada ağırlamak isteriz. Ülkemizin keşfedilmemiş en güzel hazinelerinden birisi olan bu güzelliği dünyanın görmesini isteriz” dedi.




Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir