Ata mesleği turşuculuğu sürdürüyor

1925

Kütahya’da, dedesinden babasından da kendisine geçen turşuluk mesleğini sürdüren Mustafa Garip Özer, turşunun, soğuk geçen kış aylarının adeta olmazsa olmazlarından olduğunu bildirdi.
Kendisinden önce turşuculuk yapan dedesi ve babasından öğrendiği turşuluk mesleğini sürdüren Özer, turşunun nezle, grip, iştahsızlık gibi birçok rahatsızlığa şifa olduğunu söyledi.
Kütahya’nın tarihi çarşılarından olan Saman Pazarı’nda bulunan işyerlerinin 1955 yılında dedesi Mustafa Garp tarafından açıldığını, daha sonra mesleği babasının sürdürdüğünü, babasından da kendisinin işleri devraldığını anlatan Özer, “Çocukluğum bu dükkanda geçti. Babamın nasıl turşu yaptığını görerek büyüdüm. Arkadaşlarım sokakta top oynardı ben babamın yanında turşu kurmayı öğrenirdim. Babam da aynı şekilde dedemden bu şekilde öğrenmiş. Dedem o zamanlar dükkanın ismine “Zeytinci Halil “koymuş biz de değiştirmedik. Zeytini de kendimiz kurup yapıyoruz. Dükkanın ismi dedemden bize miras kaldı, o yüzden değiştirmeyi düşünmüyorum” dedi.
“BİRÇOK HASTALIĞA ŞİFA”
Turşunun kış aylarının olmazsa olmazı olduğunu, grip ve nezle gibi birçok hastalığa şifa olduğunu dile getiren Özer, “Turşu insana bıkkınlık yapmıyor, kış geldiği için daha fazla Tüketiliyor . İştahsızlık, hazımsızlık, bulantı gibi sorunlara çok faydalı. Nezleye, gribe çok iyi geliyor. Müşterilerim çok memnun, ben de onlardan memnunum” ifadelerini kullandı.

“ESKİ CAZİBESİ KALMADI”
Saman Pazarı’nın eskisi gibi ilgi görmediğini söyleyen Özer, “Eskiden herkes alışveriş için Saman pazarını tercih ederdi. Ancak artık kimse gelmiyor. Marketler, alışveriş merkezleri arttıkça saman pazarına gelen azaldı. Şimdilerde ise Kütahya’nın eskileri dediğimiz daha yaşlı kesim bizim turşuların lezzetini bildikleri için geliyorlar Saman pazarının eski cazibesi kalmadı” dedi.

“ÖZELLİKLE HAMİLELER GELİYOR ”
Kış aylarında özellikle hamile bayanların sık sık kendilerine geldiğini söyleyen Özer, “Kışın bazı meyve ve sebzeleri bulmak oldukça zor oluyor. Hamileler aşerdikleri meyveleri bulamayınca turşusunu almak istiyorlar. Erik istediklerinde buradan erik turşusu alıyorlar. Onlara faydamız oluyor” diye konuştu.
Kendinden sonra bu mesleği devam ettirecek kimse kalmadığını söyleyen Özer, “Turşuculuk yapmak zor. Aslında esnaflık yapmak zor bir iş. 32 yaşından sonra esnaflık yapamazsın. Bu işi yapmak için küçük yaşta başlamak gerekiyor. Ben bu işe başladığımda 10 yaşındaydım. Şu an 32 yaşındayım. O kadar yıl geçti. Saman pazarın değişti ama biz hala buradayız. Esnaflık zor olduğu için de kimse yapmak istemiyor. Kendi çocuklarım bile bu işi devam ettirmek istemiyor. Çünkü yeni nesil, çok para kazanmak istiyor ama çok yorulmak istemiyor. Bunun dışında tatil yapmak istiyor ama esnaflıkta tatil yapma gibi lüksün yok. Ben yılda toplasan bir hafta tatil yapamıyorum. Bu nedenle de bu işi yapacak kimse kalmıyor” ifadelerini kullandı.
RAMAZAN DOĞAN




Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir