‘Kütahya marka kent olmak için gerekli tüm faktörlere fazlası ile sahip’

1937

Kütahya Ticaret ve Sanayi Odasının Aralık ayı meclis toplantısında değerlendirmelerde bulunan KUTSO Meclis Başkanı Nafi Güral, Kütahya’nın marka kent olmak için gerekli tüm faktörlere fazlası ile sahip olduğunu bildirdi.

Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Aralık ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantı öncesi düzenlenen akşam yemeğinde, yeni kayıt olan üyelere KUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Esin Güral Argat tarafından üyelik beratları takdim edildi.
Toplantıya, KUTSO Meclis Başkanı Nafi Güral, Yönetim Kurulu Başkanı Esin Güral Argat, Meclis Üyeleri ve Meslek Komite Başkanları katıldı.
KUTSO Meclis Başkan Vekili Harun Yurdagül başkanlığında yapılan toplantıda, ilgili gündem maddeleri gereğince, Meclis Divan Kâtibi Kemal Emre Olçar, bir önceki toplantının karar özeti vb. hususları, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Tolga Eskioğlu mali konuları, Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Kırdar ise Kasım ayı faaliyet raporunu sundu.


MECLİS BAŞKANI GÜRAL DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU
KUTSO Meclis Başkanı Nafi Güral, burada yaptığı değerlendirmede marka kent Kütahya ile ilgili görüşlerini dile getirdi. Güral, değerlendirmesinde şunları söyledi: Marka kent olmaktan ne anlamak lazım? Marka kent olmak için öncelikle toplum olarak istekli olmak ve gereklerini yerine getirmek için toplumun bütün katmanları ile bir arada, aynı idealler çerçevesinde, aynı hedefe yönelik olarak çalışılmasının gerektiğini biliyoruz. Bunun için, öncelikle yol haritası belirlenmesi gerektiğini, 5N 1K mantığı ile nerelerde, ne zamanlarda, neler, nasıl ve kimlerle birlikte yapmamız gerektiğini paydaşlarımızla varacağımız mutabakat çerçevesinde stratejik kararlar alınmasını sağlamaya çalışmalıyız
Görüyoruz, okuyoruz, bazı yerel yönetimler, popülist çıkışlar yaparak, yönettiği kenti marka kent yapmayı vaat ediyorlar. Ancak pek azı başarılı olabiliyor. Başarılı olanlara baktığımızda, yöneticilerin vizyonu başta olmak üzere, huzur, sahip olunan değerlerin ortaya çıkarılması, sosyal ve kültürel zenginlik, Kütahya’ya gelip görme merakı uyandırılarak gelmelerinin sağlanması. Böylece turizm başta olmak üzere ulusal ve global yatırımların Kütahya’ya gelmesinin büyük ölçüde sağlanmış olacağı düşünülmektedir.”


“MARKA KENT OLMAK İÇİN GEREKLİ TÜM FAKTÖRLERE SAHİBİZ”
Bahsedilen başarıların elde edilebilmesi için birlikteliğin önemli olduğuna dikkati çeken Güral, “Bu başarılara ulaşabilmek için öncelikle Kütahya halkı, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerimiz, yerel yönetimler, siyaset olmak üzere beş erk ile birlikte ortaklaşa ekip çalışması yapılması gerektiğini olmazsa olmaz mecburiyet olarak görüyoruz.
Biliyoruz ki, beş erk samimiyetle bir arada olmazsa hizmet üretilemez, hele hele bu erkler arasında uyuşmazlık olursa, kent durağan süreç içine girer.” dedi.
Güral, şöyle devam etti: “Kütahya’yı mercek altına alırsak, marka kent olmak için gerekli tüm faktörlere fazlası ile sahiptir. Özetlemek gerekirse; lokasyon ve ulaşım kolaylığı olarak; Çok avantajlı coğrafi konumuna baktığımızda, İstanbul, Ankara, İzmir, Manisa, Antalya, Bursa, Balıkesir, Sakarya, Kocaeli, Denizli, Konya, Eskişehir gibi Türkiye ekonomisinin ve nüfusunun yüzde 60’dan fazlasını barındıran büyük şehirlere 70 ile 350 km. arasında yakınlıkta olması çok büyük avantajdır. Tarihi zenginliği olarak; Kütahya, 7000 yıllık tarihe sahip. Pek çok medeniyetin gelmiş geçmiş olması, Frigya krallığı medeniyetinin izlerini halen görmenin mümkün olması, Frigyalılardan sonra Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Selçuklu İmparatorluğu, Germiyanoğlu Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu’nun bu topraklarda yaşamış ve izler bırakmış olması, Anadolu’daki en iyi korunduğu bilinen Aizanoi antik kentinde Zeus tapınağı, 15.000 kişi kapasiteli tiyatro, hemen bitişiğindeki 13.500 kişilik stadyum, iki hamam, dünyanın ilk ticaret borsasının asırlara meydan okuyarak hala dimdik ayakta kalması, ilk toplu iş sözleşmesinin yapıldığına dair kitabelerin varlığı, Aizanoi antik kentinin değerine değer katması, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunun, Kütahya’nın Domaniç ilçesinde başlamış olması, Hayme Ana’nın, torunu Osman Gazi’yi salladığı Mızık Çamının halen muhafaza ediliyor olması, Kurtuluş Savaşı’nın kazanıldığı, “Ordu’lar, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” komutunun verildiği 137.000 şehit verdiğimiz Dumlupınar Meydan Muharebesinin Dumlupınar ilçemizde kazanılmış olması, bölgede çok sayıda şehitlik, anıt ve müze olması, Doğal zenginliği olarak; Yer altı zenginlikleri açısından, stratejik bor başta olmak üzere, 48 değişik madenin varlığı ve bir ilde en çok sayıda termal kaynağın Kütahya’da olması, Jeotermal kaynaklarının zenginliği, Ilıca, Yoncalı, Murat Dağı, Eynal, Emet, Tavşanlı, Dereli kaplıcalarının varlığı. Mimari zenginliği olarak; Eski Kütahya evlerini tüm eski mahallelerde görmenin mümkün olması, buralarda tanıtım, yemek, hediyelik, müze imkânlarının sunulması. Sanatsal zenginlik olarak; Ata mirası çini sanatının geliştirilmiş olması, her evde mutlaka bir çini obje bulunması sayesinde, çininin itibarının korunması. Arkeoloji Müzesi, Çini Müzesi, Sıtkı Usta Müzesi, Yer Altı Kaynakları Müzesi, Hava Er Eğitim Tugayı içinde, halka açık Arkeoloji Müzesi, Kossuth Müzesi ve 76000 parçadan oluşan NG Müzesi gibi son derece değerli ziyaret yerlerinin bulunması, Çok sayıdaki musiki ve resim çalışmaları yapılan topluluklar. Değerler zenginliği olarak; Günümüzde Dönenler Cami olarak kullanılan, Konya’dan sonraki en değerli Mevlevi dergâhı olan Celâleddin Argun dergâhının Kütahya’da bulunması, Evliya Çelebi’nin Kütahyalı olması. Ermeni olduğu için toplum tarafından kabul edilmesi tereddüt edilen, 2003 yılında Fransa’da heykeli açılmasıyla hatırlanan Kütahyalı Gomidas’ın işlenebilecek hatıralarının, toplum tarafından kabul edilmesi halinde turizm anlamında önemli fırsat olması, topraklarının yüzde 53 kısmının orman olması, 250’den fazla yerel firmanın, şirket veya markası içinde “Kütahya” adının geçmesi neticesinde zihinlerde yer bulması.”


“UNESCO YARATICI ŞEHİRLER AĞI SIFATIMIZIN DEĞERLENDİRİLMEMESİNİ ÜZÜLEREK İZLİYORUZ”
Eksikler konusuna da değinen Güral, sözlerini şöyle tamamladı: “Yukarıda artılarımız olarak sadece bir kısmını yazabildiğimiz fırsatların ekonomiye çevrilememesi. AB Avrupa Konseyi tarafından 24 Mart 1993’te Kütahya’ya verilen, sevincimizden caddelerde çok sayıda totem üzerinde toplumla paylaştığımız European Diploması, yararlanılması bir tarafa, 1994 yerel seçimlerden sonra caddelerdeki totemleri kaldırıldı, izlerinin silinmesi için özel gayretler sarf edildi. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı sıfatımızın değerlendirilmemesini üzülerek izliyoruz. Eksilerimizin bertaraf edilmesi, marka kent Kütahya hedefine ulaşabilmesi için, halk, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerimiz, yerel yönetimler, siyasi erkler bir arada, var gücümüzle çalışmaya başlamamız gerektiği düşünülmektedir. Cumhuriyetimizin 100. yılı ve hükümetimizin 2023 vizyonu içerisinde, ülkemizin ulaşması gereken hedefleri olduğu gibi, Kütahya’nın da bu vizyon ekseninde kendi hedeflerini belirlemesi ve bu hedefe ulaşma yolunda gayret göstermesi önemlidir. Erklerin uyumlu çalışması ve “ben” değil “biz” düşüncesinin geliştirilmesi ile mesafeler kısalacak ve zenginleşen, daha fazla istihdam yaratarak ve üreterek, marka şehir olma yolunda önemli adımlar atan yeni bir Kütahya doğacaktır.”
Gündem maddeleri ve konuşmaların tamamlanmasıyla, KUTSO Aralık ayı meclis toplantısı, iyi dilekler paylaşılarak, Meclis Başkan Vekili Harun Yurdagül tarafından kapatıldı.
RAMAZAN DOĞAN




Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir