Merhum Ressam Ahmet Yakupoğlu Sempozyumla Anılıyor

689

Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin Kütahyalı ünlü ressam Ahmet Yakupoğlu anısına bu yıl 3. kez düzenlediği Uluslararası Sanat ve Tasarım Sempozyumu için, Güzel Sanatlar Fakültesinde Kütahya protokolünün de katıldığı açılış töreni düzenlendi.
Güzel Sanatlar Fakültesinde yer alan ve günün anısına Ahmet Yakupoğlu’nun adının verildiği amfide düzenlenen açılış törenine Kütahya Valisi Ali Çelik, Kütahya Hava Er Eğitim Tugay ve Garnizon Komutanı Necati Gündüz, Kütahya Belediye Başkanı Âlim Işık, DPÜ Rektörü Prof. Dr. Kâzım Uysal, KSBÜ Rektörü Vural Kavuncu, Kütahya İl Emniyet Müdürü Necmettin Koç, Kütahya İl Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Murat Kırbaç, Rektör yardımcıları, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Levent Mercin, fakültenin akademik ve idari personelleri ile sempozyumun düzenlenmesine katkı sunan kuruluşların temsilcileri katıldı.
Tören, saygı duruşu ve İstiklâl Marşının okunmasıyla başladı. Ardından Ahmet Yakupoğlu’nun ölüm yıl dönümü sebebiyle Dumlupınar Üniversitesi Vakıf Camii imam-hatibi Mustafa Kızıldağ tarafından Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı. Daha sonra Yakupoğlu’nun yaşam öyküsü ve DPÜ’nün Yakupoğlu’nun yaşamı boyunca ve ölümünden sonra onun anısına düzenlediği etkinlikler hazırlanan video aracılığıyla katılımcılara sunuldu.

“YAKUPOĞLU’NA BİZİM VEFA BORCUMUZ VAR”
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı, sözlerine İbn-i Sina’nın ‘Bilim ve sanat itibar görmediği yeri terk eder’ sözünü hatırlatarak başladı ve şöyle konuştu:
“Kütahya halkı ve yönetimi sanata çok büyük önem vermiştir. Kütahya UNESCO listesine dâhil edilirken öne çıkan yönün sanat olduğunu görüyoruz. Bugün Yakupoğlu’nun doğumunun 100. Yılı. Kendisinin Kasım ayında doğduğunu biliyoruz. Onun için Kasım ayında da Ahmet Yakupoğlu Resim Sergisi’ni hayata geçireceğiz. Yakupoğlu’na bizim vefa borcumuz var. 2019 yılının Ekim ayında başladığımız çalışmaları bugünlere getirdik. Bunları yaparken Kütahya’nın iş insanlarından çok büyük katkılar gördük. Yakupoğlu’ndan çok daha fazla eser üreten sanatçılar olmasına karşın kendisine verilen önemin çok az sanatçıya verildiğini görürüz. Bunda en önemli etken Yakupoğlu’nun doğup yetiştiği çevredir. Annesi kitap okurken yanında resim çizen, insanların ‘ışığı kapatın’ değil, ‘ışığı dinlendirin’ dediği bir ortamda saygının üst düzeyde olduğu bir dönemde yaşamıştır. Yakupoğlu eserlerinde özgün çizgiler ve semboller kullanmıştır. Ahmet Yakupoğlu’nu unutmamak ve unutturmamak için elimizden geleni yapacağız. Bugüne kadar Yakupoğlu için yaptıklarımızın çok daha fazlasını ilerleyen dönemlerde yapmayı istiyoruz. Bu yıl sempozyumumuzda yapılan tüm etkinlikler anlık değil sürdürülebilir etkinlikler olacaktır. Rektörümüze hem fikri anlamda hem de maddi anlamda çok sayıda destek sunduğu için teşekkür ediyorum. Bunun yanında bu serginin düzenlenmesinde çalışma arkadaşlarıma, Kütahya Valiliğimize, Kütahya Belediyemize, sanayi kuruluşlarımıza, Kütahya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliğine ve katkı sunan tüm kurumlara çok teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum.

“YAKUPOĞLU KÜTAHYA’NIN 70 BİN DÖNÜM ALANIN AĞAÇLANDIRILMASINA ÖN AYAK OLMUŞTUR”
Ahmet Yakupoğlu’nun manevi kızı Havva Sökmener çevrim içi bağlantıyla sempozyuma katıldı ve şunları söyledi:
“Heyecanımı ve duygu yoğunluğumu anlayışla karşılamanızı rica ediyorum. Bu etkinlikte yanınızda olmayı çok isterdim ama salgın buna elvermedi. Ben bugün size Ahmet Yakupoğlu’nun vatan ve millet sevgisinden söz etmek istiyorum. Ahmet Yakupoğlu, Kütahya’nın ‘Ahmet Abi’siydi. Ahmet Yakupoğlu çevresindeki her olaya her canlıya hassasiyeti olan Kütahya’nın çok kıymetli bir evladıydı. Kütahya’nın 70 bin dönüm alanın ağaçlandırılmasına ön ayak olmuştur. Bu konuda ‘Bana ne’ dememiştir. Bu anlamda Kütahya’da yaşayan herkesin aldığı nefesin bir kısmını Yakupoğlu’na borçlu olduğunu bilmesi gerekir. Kütahya’da Süheyl Ünver tarafından keşfedilen ve İstanbul’a götürülen Yakupoğlu, burada mücevher gibi işlenir. Yine Ünver’in yönlendirmesiyle Halil Dikmen’den ney eğitimini almıştır. Yakupoğlu’nun sanat ve kültür yanında İstanbul’u da tahsil ettiğini söyleyebiliriz. Kendisi hiçbir sanat akımını takip etmemiş, hiçbir sanatçının devamı olmamıştır. Eserlerini tekrar etmesi onun sabrına ve tarzına olan bağlılığını gösterir. Kendisi, başkasının değil kendi eserlerini tekrar etmiştir. Yakupoğlu’nun çalışmaların tek bir seferde ve canlı olarak vücuda getirmiştir. Bir fotoğrafa bakarak değil canlı olarak o mekâna giderek yapmıştır. Yakupoğlu hocalarının tembihlerini hemen yerine getirmiştir ve hocalarına büyük vefa örneği göstermiştir. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Katılamadığım için yeniden affınızı rica ediyor saygılarımı sunuyorum.

UYSAL: “AHMET YAKUPOĞLU, VARLIĞI VE MANEVİYATIYLA GERÇEK BİR MÜRŞİTTİR”
Sökmener’in ardından selamlama konuşması yapan DPÜ Rektörü Prof. Dr. Kâzım Uysal, katılımcıları selamlayarak başladı ve şu ifadeleri kullandı:
“Ahmet Yakupoğlu, varlığı ve maneviyatıyla gerçek bir mürşittir. Kendisiyle ilgili sunulacak 104 bildiride Yakupoğlu’na ilişkin çok sayıda ayrıntıya ulaşabileceksiniz. Ben de resim eğitimi aldım ve çizimler yaptım ve kendimi Ahmet Yakupoğlu’yla bu ölçüde kıyaslıyorum. Ben kendime bakıyorum, Ahmet Yakupoğlu’nun büyüklüğünü anlıyorum. Ahmet Yakupoğlu’na bakıyorum Allah’ın büyüklüğünü anlıyorum. Yakupoğlu’nun tevazuunu biliyorum. Kendisine fahri doktora unvanı verildiğinde ‘Ben buna layık değilim ki’ demişti. Herkesin ulaşmak istediği hedefe karşı bir mahcubiyet hissetmişti. Günümüzde az bulanın bulduğunu kendinden bildiği bir dünyada, çok bulan ve bulduğuna karşı teslim olmayan insanlığından hiçbir şey kaybetmeyen Yakupoğlu öyle mürşit bir insandı ki, bugün ölümünün üstünden 4 yıl geçmesine karşın kendisini anmak için çok sayıda insan buraya geldi.
Yakupoğlu tüm malvarlığını Üniversitemize bağışlamıştır. Kendi menfaatinden önce milletinin menfaatini düşünüyorsa mürşitlik budur. Kütahya’nın ağaçlandırılmasından eserlerinin yeniden üretilmesine kadar her adımda milletinin menfaatini kendi menfaatinin önüne koymuştur. Ben üniversitemizin ve Kütahyamızın böyle bir değere sahip olması iftihar meselesidir ve paha biçilemez bir değerdir. Mustafa Kemal Atatürk’ün sanat için bir milletin hayat damarı olarak tanımlaması çok önemlidir. Bir toplumun askeri gücüne, medeniyetine, kültürüne ya da kamu görevlisini kalitesine dikkat etmiyorsa bu hayat damarları da kopacaktır. Bizim medeniyetimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim milletimizde başka kültürler başka medeniyetler yaşayamaz, yaşayamadı da. Bu sebeple kendi kültürümüze sahip çıkmalıyız. Bu kültüre sahip çıkmaya çalışan Güzel Sanatlar Fakültemize teşekkür ediyorum. Gelecekte de bu sempozyum her yıl daha büyük coşkuyla düzenlenecek. Kütahya Müzesi bu yılın sonunda tamamlanıyor. Yakupoğlu’nun en önemli eserleri dönüşümlü olarak sergilenecek.
Ahmet Yakupoğlu Müzesi ve Çinili Cami, üniversitemizin hazırladığı Kütahya Turizm Master Planı’nın merkezine alınacak. Çinili Cami ile ilgili bugüne kadar pek çok çalışma yaptık. Bugüne kadar ortaya konan raporlar üzerinden bir uzlaşma sağlanamadığı için son olarak ODTÜ’den üç uzmandan son bir rapor istedik en geç 10 güne bu rapor da bize ulaşacak ve bilim ne diyorsa biz de bunu hayata geçireceğiz. Çinili Cami’yi yeniden namaz kılınabilen bir mekân haline getirmek istiyoruz. Sayın katılımcılar hepinize teşekkür ediyorum. Sempozyumun hayırlara vesile olmasını niyaz ediyor selamlarımı sunuyorum.

KAVUNCU: YAKUPOĞLU MEMLEKETİNE KATKI SUNMAYI AMAÇLAMIŞTIR
Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Kavuncu, konuşmasında şunları ifade etti:
“Ahmet Yakupoğlu büyüğümüzü saygıyla anıyorum. Anadolu dünya kültürünün en zengin örneklerine sahiptir. Bu örneklerden en kıymetlilerine Kütahya da ev sahipliği yapıyor ve Kütahya’nın öne gelen insanları bu kültürü var ettiler. Yakupoğlu, İstanbul’da yetişmesine karşın Kütahya’ya dönmüş ve memleketine katkı sunmayı amaçlamıştır. Yakupoğlu İstanbul dışında sergi açmayan ve insanların Kütahya’ya gelmesini sağlamak için uğraşmıştır. Bugüne kadar yapılan çalışmalarla Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin Yakupoğlu’nun anısına büyük katkı sunduğuna inanıyorum. Geçtiğimiz aylarda Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitemizde de olduğu gibi Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin de Yakupoğlu’nun adını bu salona ve geleneksel el sanatları atölyesine vermesinin önemli olduğunu belirtmek istiyorum.”

IŞIK: “İNSANLIĞIN EN BÜYÜK GÖREVLERİNDEN BİRİ DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKMAKTI”
Kütahya Belediye Başkanı Âlim Işık, İnsanlığın en büyük görevlerinden biri değerlerine sahip çıkmaktır” diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti:
“Ben Yakupoğlu’nun ilk kez bu üniversitedeki fahri doktora unvanı verildiğinde görmüştüm. Yakupoğlu ona layık bulunan bu unvanına karşı ‘Ben buna layık değilim’ diye düşünmesi onu en iyi anlatan hikâyedir. Kendisi ilk başta üniversiteye kabul edilmemesine karşın çalışmayı bırakmamış, kaderine küsmemiş ve çalışmaya devam etmiştir ve bugünkü noktaya gelmiştir. Bizler kültürel değerlerimize sahip çıkmalıyız. Biz sahip çıkarsak toplum, toplum sahip çıkarsa insanlık bu değerlere sahip çıkmalıdır.
Kütahya Belediyesi olarak biz de kültürel değerlendirmeye çalışıyoruz. Son olarak Darülkurra’nın restorasyonuna başladık ve geçen hafta İstanbul’da bu projeyle ilgili ödül aldık. Bu restorasyonun bu yılsonunda tamamlanmasını ve hizmete açılmasını ümit ediyoruz. Yakupoğlu bugün aramızda olmasa da eminim ruhu burada bizimle. Sempozyumun hayırlara vesile olmasını diliyor hepinize saygılarımı sunuyorum.
Işık’ın ardından törene katılamayan Kütahya Milletvekilleri Ceyda Çetin Erenler, Ahmet Tan ve Ali Fazıl Kasap’ın telgrafları katılımcılara okundu.

VALİ ÇELİK: “KÜTAHYA’YI TANITMAK İÇİN AHMET YAKUPOĞLU DEMEK GEREKİR”
Kütahya Valisi Ali Çelik ise, konuşmasına “Bugün bir anma toplantısında bir aradayız. Bugün yapılan tüm konuşmalarda konuşmacılar Kütahya’nın en önemli değerlerinden biri olan bu önemli şahsiyetten neler öğrendiklerini ifade ettiler” diyerek başladı. İyi yapılan işlerin gelecek nesillere de aktarıldığını belirten Vali Ali Çelik, sözü Ahmet Yakupoğlu’na getirerek şunları kaydetti:
“Yakupoğlu’nun fahri doktora unvanı verilirken yaşadığı ruh hali onun nasıl bir insan olduğunu gösteriyor. Üç gün boyunca Ahmet Yakupoğlu anısına düzenlenecek bu sempozyumdan Kütahya şehri olarak çok büyük gurur duyuyoruz. Kişileri tanımlamak için bazı sıfatlar kullanmak gerekiyor. Ancak bir şehri tanımlarken sıfatlar yetersiz kalıyor. Kütahya’yı tanıtmak için Ahmet Yakupoğlu demek gerekir. Mustafa Kalyon demek gerekir. Burada Yakupoğlu’nun çevreci yönünden söz ettik. Bu durum belki de yaşadığı şehri dondurmak ve bu durumu gelecek nesillere aktarma sorumluluğunu hatırlatmak olarak görüyorum. İncelediğim eserlerinde de bu sorunluluğun gelecek nesillere aktarılmasını amaçladığını görüyorum. Üniversitemiz Ahmet Yakupoğlu gibi bir değerin gelecek nesillere aktarılması hususunda önemli görevler üstleniyor. Umarım ki her üniversitemizin gösterdiği çaba artarak devam edecek. Bu değerin gelecek nesillere aktarılması için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Geçmişte bu amaçla çaba gösteren ve aramızda olmayan kişileri de saygıyla anıyorum.”

SEMPOZYUM OTURUMLARI CANLI OLARAK İZLENEBİLECEK
Törenin sonunda sempozyuma katkı sunan kurum ve kuruluşlara plaket sunuldu. Ardından da protokol üyeleri Ahmet Yakupoğlu’nun tablolarının reprodüksiyon yoluyla hazırlanmış eserlerinin yer aldığı serginin açılışını gerçekleştirdi.
Ahmet Yakupoğlu Anısına 3. Uluslararası Sanat ve Tasarım Sempozyumu, 1-3 Ekim tarihlerinde düzenlenecek sempozyum oturumları ile gerçekleştirilecek. Sempozyuma ait internet sitesi olan ahmetyakupoglu.org adresinde duyurulan programda yer alan oturumlar sempozyum.ahmetyakupoglu.org adresinden canlı olarak izlenebilecek.
ŞENAY AYDEMİR




Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir