Kütahya Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç’u ağırladı

1193

Kütahya Gazeteciler Cemiyetinin organizasyonu ile Kütahya’ya gelen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Star Gazetesi Yazarı Saadet Oruç, düzenlenen iki ayrı konferans programıyla protokol üyeleri ve Dumlupınar Üniversitesi öğrencileri ile bir araya geldi.

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti tarafından organize edilen konferanslara katılmak üzere Kütahya’ya gelen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Star Gazetesi Yazarı Saadet Oruç, Kütahya’daki ilk ziyaretini Vali Ahmet Hamdi Nayir gerçekleştirdi. Vali Nayir’in makamında gerçekleşen ziyarette Oruç’a Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erkan Sağlam ve yönetim kurulu üyeleri eşlik etti.

‘KÜTAHYA GELMEYE GECİKTİĞİM BİR KENT’

Vali Nayir ile fikir alışverişlerinde bulunan ve burada bir takım açıklamalar yapan Saadet Oruç, “Kütahya, gelmeye geciktiğim bir kent. Tam bir müze özelliği var. Sanayi sektörüyle, porseleni, seramiğiyle Türkiye’de çok ön planda. Kütahya’da bulunmaktan dolayı gerçekten çok mutlu oldum” dedi. Cumhurbaşkanı riyasetinde Türkiye’nin önemli süreçten geçtiğine dikkat çeken Saadet Oruç, “Karıncanın su taşıması misali kritik bir dönemde sadece Türkiye’nin değil bölgenin, dünyanın neresinde bir mazlum ve ihtiyacı olan varsa Cumhurbaşkanımızın o bölgelerde de liderlik özelliği var. Büyük bir teveccüh. Elimizden geleni yapmaya çalışmak bizim için büyük bir şereftir.” ifadelerini kullandı.

‘KÜTAHYA CMHURBAŞKANINA SAHİP ÇIKIYOR’

Ziyaretten memnuniyet duyduğunu belirten Vali Ahmet Hamdi Nayir, Kütahya halkının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın almış olduğu tüm kararlarının destekçisi olduğunu bunu da son olarak 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumunda gösterdiğini kaydetti. Vali Nayir, “Kütahya’mız bu konuda üzerine düşeni yaptığı kanaatindeyiz. İlimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızı sahiplenmesiyle bundan önceki dönemlerde kendi bölgesinde hep önde oldu. En son Anayasa değişikliğinde de yüzde 70’in üzerine çıkarak o sahiplenmeyi göstermiş oldular. Cumhurbaşkanımızın Kütahya ziyaretinde de aynı teveccüh oldu. Kütahya bizim gördüğümüz kadarıyla sahiplenme konusunda üzerine düşeni yapan illerimizden bir tanesi. İnşallah bu böyle devam edecek” dedi.
‘BÜTÜN DEĞERLERİMİZİ VE KAPASİTEMİZİ
KULLANARAK BAŞARILI OLABİLİRİZ’
Türkiye’nin dünya çapında önemli rol üstlenmesi ve kendi bölgesinde söz sahibi bir ülke konumuna gelmesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlılığı ile iyi bir ekibe sahip olmasının etkili olduğunu ifade eden Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Türkiye bir bölgesel öge olmaktan da öte dünya çapında rol üstlenen, dünya çapında kendisine görev biçen bir ülke durumunda. Bu kadar geniş bir alanda hizmet verecek olan bir teşkilatın başkanlığı mutlaka ekip olarak da çok farklı bir yerde olması lazım. Sahip olduğumuz bütün değerleri, kıymetleri, kapasitemizi kullanarak ancak bu mücadeleden başarılı çıkarabileceğimize inanıyoruz.

‘İSTİKRAR İYİ BİR İDARENİN SONUCU’

Dünya’nın ve Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini ifade eden Vali Nayir, “Bütün bunlara rağmen sahip olduğumuz istikrar, güven, yatırımcıların Türkiye’mizi, ilimizi tercih etmesi açısından baktığımızda bu kadar olumsuzluktan etkilenmemiş bir yapı görüyoruz. Bunların hepsi iyi bir idari kapasiteyle olacak işler. Ekonomimizdeki istikrar, siyasetimizdeki istikrar, genel olarak dünyadaki kabul görüşümüz mutlaka iyi bir idarenin sonucu” dedi. Kütahya’nın kültürel ve tarihi değerleri hakkında bilgilerde veren Vali Nayir, daha sonra Oruç’a hediye takdiminde bulundu.

‘TÜRKİYE’YE MODEL OLACAK PROJELER YAPTIK’

Valilik ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç ve Gazeteciler Cemiyeti Heyeti Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Gören’e nezaket ziyaretinde bulundu. Burada Dumlupınar Üniversitesinin tarihi ve öğrenci yapısı hakkında Oruç’a bilgiler veren Rektör Gören, “Üniversitemizdeki öğrencilerimizin yüzde 16’sı Kütahyalı, yüzde 70’e yakını ise Ankara, İstanbul, Balıkesir, İzmir, Bursa ve Afyonkarahisarlı, geriye kalan yüzde 15’e yakını ise Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen öğrencilerimiz. İlçelerle birlikte toplam 56 bin öğrencimiz var. Gerçekten çok kaliteli ve nitelikli etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Türkiye’ye model olacak projeler yaptık. Üniversitemiz aktif ve dinamik bir yapıya sahip” dedi. Kütahya’nın kültürel ve tanıtım anlamında çok önemli bir kent olduğunu vurgulayan Oruç ise, “Kütahya’ya ilk defa geliyorum ve gerçekten çok değerli bir yapıya sahip. Biraz tanıtım konusunda daha fazla şey yapılabilir” diye konuştu.

ORUÇ, ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİYLE BULUŞTU

Ziyaretin ardından Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç, Kütahya Gazeteciler Cemiyeti ve Dumlupınar Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen, ‘Sosyal Medya ve Siyaset’ konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Fen Edebiyat Fakültesi Germiyanoğlu Yakup Bey Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansta öğrencilerle buluşan Oruç, sosyal medya ve siyaset ilişkisini anlattı.

Sosyal medyanın teyit etme gereksinimini duymayan, objektif, tarafsızlık gibi bir derdinin olmadığını dile getiren Oruç, “Sosyal medya, feyk videolar, sahte profiller gibi tartışmalı bir tablo. Herkes orada kendi medyasını oluşturuyor. Normalde insanlarla yüz yüze gelme konusu varken sosyal medyada, örneğin bir twitter’da, twit attığınızda, takip eden kişi sizinle bir yüz yüze görüşme yerine o anki düşüncenizi öğrenirken aynı zamanda kitlesel olarak da bir mesaj vermiş oluyorsunuz. Aslında sosyal medya ve siyaset deyince Arap baharı sürecini bir yere koymak gerekiyor. Sosyal ağlar aracılığıyla herkes mikro düzlemde bir medya kurarken Arap baharında etkili bir süreç olduğunu görüyoruz” dedi.

‘BENCE GELENEKSELE DÖNÜŞ OLACAK’

Dijital kavramların gelecekteki davranışları belirleyecek olmasından bahsedildiğine dikkat çeken Saadet Oruç, “Bir layklamaktan, twitlemekten bahsediyoruz. Herkesin dilinde bir dijital terminoloji var. Ama daha da önemlisi akıllı telefonların hayatımızın her alanını kontrol altına almaya başlamasıyla, yapay zeka tartışmalarıyla birlikte belki önümüzdeki 10 yılda ‘dijital diktatörlük’ diye bir kavramdan bahsedeceğiz. Dijitalleşmeye geçtikçe kağıda basılı gazeteler yerini internet haberciliğine mi bırakacak? Bir süreliğine belki evet. Ama bence geleneksele dönüş olacak”
Sosyal medya veya medyanın aracılığıyla Arap baharında olduğu gibi 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte Türkiye’yi de kontrol altına alabileceklerini sandıklarını belirten Oruç, “Gezi olaylarından başlamak lazım. Dünyada değişik bir trend yaşandı. Arap ülkelerinde, batıda birileri kendi doğusundaki belirli kavramları, demokratikleşme, insan hakları ya da yönetimsel gibi kavramları karar verebilme yeteneğinin olduğunu düşünüyor. Ve iki süper gücün veya başka bir şeyin çatışmasında bir doğu toprak parçası oranın sahnesi haline gelebiliyor. Tunus’taki, Mısır’daki halk hareketlerinin geldiği ya da getirildiği noktada batının orada bir kuvvet sahibi olduğunu görmek gerekiyor. Zannettiler ki Türkiye’de de çok rahat kontrol ettikleri, kaderini değiştirecekleri, örneğin Mısır’da devlet başkanı seçilmiş Mursi’yi devirip yerine Sisi gibi bir diktatörü getirdikleri, o toprakları etki altına aldıkları gibi Türkiye’yi de kontrol altına alabileceklerini zannettiler” diye konuştu.

‘ALGI OPERASYONLARI İÇİN
ETKİN BİR ŞEKİLDE KULLANILIYOR’

Sosyal medyanın Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında algı operasyonlarının oluşturulmasında etkin bir şekilde kullanıldığını da ifade eden Oruç, “Burada, özellikle Cumhurbaşkanıyla ilgili 2011-2012 yılından itibaren bir algı operasyonuna başladı ve sosyal medyayı çok aktif olarak kullanmaya çalıştıklarını gördük. Özellikle Türkiye’nin maruz kaldığı önce Gezi olayları ardından 17-25 Aralık harekatı, MİT tırları ihaneti gibi süreci ve ardından 15 Temmuz’da sosyal medyayı, medyayı ve uluslararası basın yayın kuruluşlarını ara olarak kullanma çabasını gördük. Bizim sosyal medya kullanıcılarımızın, medyadaki reflekslerimizin buna engel olmaya çalıştığını ya da buna bir set koyma çabasının olduğunu ama bunda yetersiz kalındığını söylemek gerekiyor. Sosyal medya ve siyaset dendiği zaman, uluslararası medyada özellikle ülkemizle, cumhurbaşkanımızla ilgili yapılan algı operasyonlarına da dikkat çekmek gerekiyor. En son 15 Temmuz darbe girişimine gelindiği zamanda, 15 Temmuza giden süreçte, özellikle FETÖ’cü, PKK yanlısı, DEAŞ gibi bir takım terör örgütü yanlısı medya kuruluşlarının ulusal ve uluslararası düzeyde darbeye giden taşların döşenmesine yardımcı olduklarını gördük. MİT tırları haberini, darbeye giden süreçte ortamı hazırlama olayıdır. O bir gazetecilik değil. Dolayısıyla Can Dündar’ın, gazetecilik, basın özgürlüğü falan gibi başlıklar altında ele alınması bir kere gazetecilere hakaret olur. Yani Can Dündar’ın yaptığı o MİT tırları haberinin o başlığı gazetecilik değil, aslında darbeye giden süreçte bir köşe taşı döşeme faaliyeti oldu.” ifadelerini kullandı.
Konferans sonunda DPÜ Rektörü Prof. Dr. Remzi Gören, Oruç’a hediye takdim etti. Konferans, Oruç’un katılımcılar için kitabını imzalamasıyla sona erdi.

SAADET ORUÇ’A ÖZEL KÜTAHYA GEZİSİ

Konferansın ardından Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Erkan Sağlam ve yönetim kurulu üyeleri Oruç’a tarihi Germiyan Sokağını, Sıtkı Olçar Sanat Galerisini ve Çini Müzesini, Kent Tarihi Müzesini ve Mehmet Gürsoy Sanat Galerisini gezdirdi. Germiyan Sokağındaki ilk ziyaretini Sıtkı Olçar Sanat Galerisine yapan Oruç, Çini Sanatçısı Nida Olçar’dan babası Sıtkı Olçar ve eserleri hakkında bilgiler aldı. Oruç bu ziyaretin ardından Sıtkı Olçar Çini Müzesini ve Kütahya Kent Tarihi müzesini gezdi. Germiyan Sokağındaki son ziyaretinde Mehmet Gürsoy ile bir araya gelen Oruç, çini sanatının tarihi hakkında bilgiler aldı. Ziyaretlerin ardından Oruç’a Nida Olçar ve Mehmet Gürsoy tarafından hediye takdiminde bulunuldu.

‘15 TEMMUZ SONRASI SÜREÇTE BASIN’ KONFERANSI

Oruç ziyaretlerin ardından Kütahya Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen “15 Temmuz Sonrası Süreçte Basın” adlı konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Burada Kütahya protokolü ve gazetecilerle bir araya gelen Oruç, 15 Temmuz ve basın ile ilgili bir konuşma yaptı. Hilton Otel’de düzenlenen konferansa Vali Ahmet Hamdi Nayir, İl Genel Meclisi Başkanı Musa Yılmaz, Tunçbilek Belediye Başkanı Agah Aşkın, Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erkan Sağlam ile yönetim kurulu üyeleri, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KÜTSO) Başkanı Nafi Güral, bazı daire müdürleri, gazeteciler ve STK Temsilcileri katıldı.

‘OLDUKÇA VERİMLİ GEÇTİ’

Konferansın açılış konuşmasını yapan Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erkan Sağlam, “Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Star Gazetesi Yazarı Sayın Saadet Oruç’u Kütahya’da ağırlamaktan dolayı Gazeteciler Cemiyeti olarak büyük mutluluk duyuyoruz. Kendisiyle Kanal 7’de birlikte çalışma şerefine nail oldum. O bizim ablamızdı ve ben hala kendisine abla diye hitap ediyorum. Kendisi çok sevdiğimiz ve değer verdiğimiz bir büyüğümüzdür. Sabah başlayan programlarımız oldukça verimli geçti. Şimdi de kendisi ‘15 Temmuz Sonrası Süreçte Basın’ konulu konferans verecek. Yine çok özel ve önemli bilgiler vereceğinden eminim. İnşallah yararlı bir program olacak. Ayrıca, bu ziyaret sayesinde Saadet Hanım’ın vasıtasıyla Kütahya’mızın isteklerini de doğrudan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a iletme fırsatı bulduk” diyerek katılan herkese teşekkür etti.

‘BASIN DARBENİN PÜSKÜRTÜLMESİNDE ÖNEMLİ ROL OYNADI’

Başkan Sağlam’ın konuşmasının ardından başlayan konferansta Oruç, 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde yaşanılanları anlattı. Basının darbe girişiminin önlenmesindeki rolüne vurgu yapan Oruç, “Türk basın tarihinde ilk kez gazete, radyo, televizyon ve internet haber sitelerinin tamamı, darbeye karşı çıkıp, püskürtülmesinde önemli bir rol oynadı burası tartışma götürmez bir gerçek. 15 Temmuz sonrası süreçte basın başlığını değerlendirmeye başladığımızda öncelikle ulusal basının tutumu farklı bir noktada duruyor, uluslararası medya çok başka bir noktada ve ulusal basında da yerli ve milli medya kavramı belki de hiçbir zaman olmadığı kadar çok farklı bir şekilde ön plana çıkıyor. Hem önemi anlaşılıyor hem de ne kadar hayati değerde olduğu bir kez daha görülmüş oluyor” dedi.

‘KÜTAHYA’NIN DİRENİŞİNE HAYRAN KALDIM’

15 Temmuz darbe girişimi gecesi yerel basının da önemli bir rol üstlendiğini belirten Saadet Oruç Kütahya’nın 15 Temmuz duruşuna değindi. Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşadığı süreçlere de dikkat çeken Oruç, “Kütahya’nın 15 Temmuz’a karşı nasıl güzel bir direniş gösterdiğini, nasıl sağlam durduğunu konuştuk Sayın Valimizle. Bunun devamında da Türkiye’nin başındaki belalar bitmiyor. 15 Temmuz’dan sonra 16 Nisan referandum süreci oldu ve bu referandum sürecinde uluslararası basındaki Türkiye karşıtı operasyonlar bitmedi. Şimdi Zeytin Dalı Harekatı var. The Independent ve belirli gazetelerde İngiliz, Fransız, Amerikalı hiç fark etmiyor Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili öyle bir manipülasyon, dezenformasyon olayı devam ediyor ki Türkiye’nin derdini anlatma, kendisini anlatma çabası hiçbir zaman bitmiyor. Bu yerelden ulusala, ulusaldan uluslararasına hiç bitmeyecek olan bir mücadele. En önemli savaşlardan birini Afrin’de sahada verirken, aynı şekilde diplomasi masalarında, gazete köşelerinde veriliyor. Dolayısıyla yerel basının burada da rolü tükenmiyor. Kütahya halkı bunu biliyor ama belirli yerlerde yerel basının Zeytin Dalı Harekatıyla ilgili kara propagandaları oluyor. İşin aslını anlatma noktasında belki bir yerel gazete ulusal basın organından daha büyük bir işlev de oynayabiliyor” diye konuştu.

Konferans sonrası Oruç’a, Vali Ahmet Hamdi Nayir ve Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erkan Sağlam tarafından hediye takdiminde bulunuldu.
Program, Oruç’un “Sırt Çantalı Nicolas” adlı kitabını imzalamasıyla sona erdi.

HABER MERKEZİ




Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir