Çininin başkentinde ‘Çini Şenliği’

1178

Kütahya’da Dumlupınar Üniversitesi ev sahipliğinde Kütahya Belediyesin ve Zafer Kalkınma Ajansının desteklediği Çini Şenliği başladı.

“ Ticaret Sanatın Önüne Geçmesin”

Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulundaki programın açılış konuşmasını yapan Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Gören, çinicilikte ticaretin sanatın önüne geçmemesi gerektiğini söyledi.

Çini hakkında çokça konuşulacak programın hayırlara vesile olmasını dileyen Gören: şöyle konuştu: “Bu etkinlik sadece yerel sanatçılarımız ve akademisyenlerimizle gerçekleşmeyecek. Farklı illerden de katılımcılarımız olacak. Bildiğiniz üzere bu etkinlik bir proje ekseninde gerçekleşiyor. Zafer Kalkınma Ajansı ile Kütahya Belediyesi’nin işbirliği söz konusu. İşbirliği konusunda güzel işlerin başarılabileceğinin örneğidir bu etkinlik. Çini Kütahya’mızın en önemli değerlerinden biridir ve hatta en önemlisidir. Kütahya denildiğinde akla çini geliyor. Böylesine önemli ve marka değeri olan bir konuda kurumsal arası işbirliği yapılan etkinliklerin değerini de artırıyor. Bu etkinliği kuşaktan kuşağa aktarmak çinimiz ve Kütahya’mız için hayırlı olmasını diliyorum. Geçen yıl eğitim öğretime başlayan Kütahya Güzel Sanatlar Meslek Yüksek Okulu’nun ikinci etkinliği. Güzel işler çıkaran MYO’nun Müdürü Faruk Ebeoğlugil olmak üzere akademik ve idari ekip ile öğrencileri tebrik ediyorum. Gayret onlardan takdir sizlerin olacaktır. Bu etkinliğin buraya kadar gelmesinde aktif rol oynayan MYO ekibinin yanında ZEKA personeline teşekkür ederim. Bunları yaparken basit de bir özeleştiri yaparak sözlerime son vermek istiyorum. Kütahyalı hemşerilerimizin çini ve seramiğe ne denli önem verip sahip çıktıklarını biliyoruz. Bundan kuşku yok. Çini sadece sanat değil ticari öneme de sahip. Önemli geçim kaynağı. Kaygılandığım nokta şu. Umarım ticaret sanatın önüne geçmez. Eğer böyle olursa Kütahya’mız ve çinimiz bundan büyük yara alıp zarar görür. Kütahya’mız çiniye sahip çıkıyor. Uluslararası platformda çinileri ve bizi tanıtanlar gerek seramik mühendisliği gerek çini bölümünden mezun olan öğrenci sayımızın azlığı düşündürücüdür. Bu bölümlerin artık öğrenci almıyor olmasına en az sizler kadar üzülüyorum. Kütahya’mızın taşı toprağı her şeyi güzel. Bu güzelliklerin farkında olup sahip çıkan herkesi saygıyla selamlıyorum.” dedi.

“Her türlü işbirliğine her zaman hazırız”

Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Meslek Yüksek Okulunun Kütahya Belediyesi ile birlikte işbirliğinde Kütahya’da güzel bir programı başlattıklarını dile getiren Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu da şunları söyledi: “Kütahya geçmişinden bu güne kadar sanatçıların şehri olmuş. İnce fikirle düşünen çiniye yansıtan bir yapıya sahibiz. Son dönemlerde bunu öne çıkarmanın, bunu dünyaya haykırmanın zamanının geldiğini düşünüyorum. Kütahya çini ve el sanatları konusunda belki Türkiye’deki ilk şehirlerden biri. Biz bunun öne çıkması ve Kütahya’mızı hem Türkiye hem de Dünya’da Belediye olarak bu tür iş birlikteliklerine hazır olduğumuzu söylemek isterim. Çini deyince Kütahya ayrı bir öneme sahip. Her beş aileden birinin çiniyle iştigal ettiği, oradan ekonomisini sağladığı, ailesinin geçimini oradan sağladığı kazançla geçindiren bir sektörden bahsediyoruz. Tabi şehrimizde şuan itibari ile sanat ve zanaat atölyesi mevcut. Yaklaşık 6 bin kişinin üzerinde kişi bu sanattan ekonomik gelir elde ediyor. Bir de merdiven altı dediğimiz evlerinde bu işle uğraşan kişiler var. Bunlar görünmeyen tarafları. Yaklaşık 40 – 45 bin kişinin bu sektörde olduğunu söylemek isterim. Bu anlamda Belediye olarak çiniyi öne çıkarmak, sanatçılarımızı öne çıkarıp değerini verme adına gayret göstermemiz gerekiyor. Onlarla iç içe olmamız gerekiyor. Bizi sevindiren bir haber. 2016 yılında UNESCO Kültürel Miras Listesine çininin girmesi bizleri memnun etti. Belediye olarak Kütahya Valiliği ve ZEKA ile yürüttüğümüz Kütahya’mızı UNESCO’da yaratıcı şehirler ağına alma, çiniyi birinci plana alarak yapılan çalışmaları 1.5 yıl önce başlatmıştık artık son aşamasına geldik. 2 ziyaret yaptık. Paris’te geçtiğimiz ay bir konferans düzenlendi. UNESCO’ya üye tüm ülkelerde Çini’nin öneminden bahsedildi. Bu ay sonu itibari ile önemli bir gelişmeyi de paylaşırız diye düşünüyorum. Kütahya Belediyesi ve ZEKA bizden önceki dönemde başlattıkları bir projede ortak aradılar ve maalesef Kütahya’da bir ortak bulamadı. Yüzde 75’i hibe, yüzde 25’lik bir otak bulunamadı. Biz de göreve geldiğimizde bu işe varız ve yüzde 25’ini biz üstleniyoruz dedik. Bu projeyi başlatmış olduk. Çiniye bir katma değer katıp, ar-ge çalışmaları ile çini sanatını öne çıkartmak, atölyelerini değerlendirip kalite noktasında bir yere getirmek için yaklaşık 6 Milyon TL’lik bir bütçe ile Kütahya’ya büyük bir katkı sağlamayı düşünüyoruz. Çini deyince el yazması tabakları anlamamak gerekiyor. Çini aslında fiziksel ve psikolojik hastaların tedavi olabileceği, ruhumuzu güzelleştirebilecek, bunu sanata dönüştürebilecek bir argüman diye düşünüyorum. Mahkumların, sığınmacıların ve dezavantajlı grupların hatta tüm kesimlerin çini ile iştigal ettiği zaman topluma daha iyi entegre olup, topluma daha uyumlu bir hale geldiğinin altını çizmek istiyorum. Bizler Kütahya Belediyesi olarak çinimizi her yer yerde gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yapılan bina ve çalışmalarda çok güzel örneklerini ortaya koymamız gerekiyor. Adete Kütahya’yı Açıkhava müzesi haline getirmemiz gerekiyor. Bununla ilgili biz bir alt geçit yaptık ve 15 sanatçımızı bir araya getirdik. Sanatçıları bir araya getirmek kolay değil, muhakkak bizleri eleştirenler var. Belki yerden yere vuracaklar. Bizim hiçbir sanatçımıza, hiçbir Kütahyalı hemşerimize farklı bir bakış açımız yok. Hep onların elinden tutmak, onlarla beraber yürümek istediğimizi sizin huzurunuzda söylemek istiyorum. Kızıp eleştirenlere olabilir. Biz eleştiri olan bir makamdayız ve bu eleştirileri alıp değerlendirip talepleri de yerine getirmeye gayret gösteririz. Orada 15 tane sanatçımızın kendi özgün eserlerini sergileme imkanları oldu. Görmeyenlerin bu alanı incelenmesini istiyorum. 2 saat kulesi yapıyoruz ve bunları çinilerle bezeyeceğiz. Saat kulesini çok önemli bir sanatçımızın kendi tasarımı ile güzelleştirdiğini düşünüyorum. 2 yeni projemiz. Hem Afyonkarahisar hem de Eskişehir girişinden iki şehir kapısı inşaatına başladık ve burada Kütahya çinisinin özgün örneklerini sergileyeceğiz. Bunun yanında daha önce Belediye Meclisi tarafından alınan kararda her yeni yapılan bina ve inşaatlarda bir çini pano yada çiniyi yansıtacak bir bölüm ayrılması kararı alınmış. Kütahyalı iş adamları olarak biz çiniye sahip çıkmazsak kim sahip çıkacak? Dışarıdan gelip biri mi sahip çıkacak? Şimdi ruhsat yada iskan vereceğiz. Duvarın şu kadar m2’si çini olsun demişiz oda gitmiş bir pano satın alıp gelmiş, bizim arkadaşlar iskan vermeye gelince panoyu oraya asmış, pano var mı var. Görevi yerine getirmiş. İskanı alınca o pano oradan kalkıyor. Kendimiz aldatıyoruz. Biz bu değerlere sahip çıkmazsak bence eksik kalırız diye düşünüyorum. Hangi camiye giderseniz gidin orada çinileri göreceksiniz. Ama o kadar kullanıyoruz ki ne kadar çok m2 yaptık o kadar çok para diye gözüküyor. Böyle bakılmamalı. Çini her yere döşenecek, bir duvarın tamamının çini olması çok hoş gözükmüyor. Oraya girdiğinde en dikkat edilecek bir yere bir eser koymak gerekiyor. Bunu özellikle istiyorum. Çini ile ilgili üzerimize ne düşüyor, hangi görev varsa Belediye olarak yapmaya hazırız.”

“Bu şenlik gelecek yıllara ışık tutacak”

Burada bir konuşma yapan Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nafi Güral ise, “Rektörümüzün tüm eleştirilerine katılıyorum. Dinlerken kendisini biraz maziye gittim. Yaklaşık 40 yıldan beri çinicilikle ilgili gelişmelerine nasıl artacağına ilişkin bir parçası olmaya çalışıyorum ve çok da bir şeyin değişmediğini görüyorum. İşte buradaki gençlerin bu farkındalığı fark edeceğine dair de umutlarım var. 2003 yılında DPÜ’de bir konferans yaptık. o günden bu yana değişen tek şey çininin coğrafi işareti. Bunun dışında bir gelişme sağlanamadı. Buradaki amaç şuydu. Her ne kadar sanat ise ekonomik bir değeri var ve görmezden gelemeyiz ancak sanatı da yok sayamayız. Bu anlamda bugünkü şenliğin hem farkındalık yaratması, hem de bir takım göremediğimiz gerçeklerin görülmesi noktasında önemli bir fayda olacağını düşünüyorum. Başta üniversitemiz, katkı veren belediyemize sonsuz teşekkürlerimi sunmak istiyorum. İnşallah bu şenlik gelecek yıllarda daha faydalı olabilir” dedi.

“Çinide verginin yüzde 1 olması için çalışıyoruz”

Çinide verginin düşürülmesi yönünde çalışmalarının olduğunu kaydeden AK Parti Kütahya Milletvekili Şükrü Nazlı da, “Çini bizim için bir sembol Çinide kem kültürü hem de manayı bulmak mümkün Kütahya bu manada çini vasıtasıyla içindeki güzellikleri tüm dünyaya aktarmış çok güzel eserler ortaya koymuş çok iyi sanatçılar yetiştirmiş bir iliz. Yıllardır Kütahya da gelir sıkıntısı yaşamış bir çok il Çini sanatı sayesinde gelir elde etmiş bu bağlamda Kütahya da 40 bin insan bu iş den ekmek yiyor. Çini sektörünün desteğe ihtiyacı var biz de buradan hareketle bugüne kadar 2002 yılından buyana çini için gerçekten pek çok şeyler yapma gayreti içinde olduk. UNESCO Yaratıcı şehirler ağına girmek için gayretimiz var Bu kadar sanatıyla özdeşleşmiş il sayısı sayılı bunlardan bir tanesi Kütahya bu sene olmasa bile seneye UNESCO Yaratıcı şehirler ağı içerisinde olacağımıza inanıyorum. Çiniciler odası başkanımızın bizden talebi vardı Çinide vergi oranı yüzde 18 bunun yüzde 1 olmasını istediler. Bunu da Sayın Cumhurbaşkanımızın Başkanlığında Afyon da yapılan toplantıda Kütahya ile ilgili sorunları dile getirirken altın ve gümüş işletmeciliğinde olduğu gibi Çini de de yüzde 1 e verginin çekilmesini istedik. Bu konuyu önemsiyoruz ve takip ediyoruz.” şeklinde konuştu.

“Çini Kütahya’nın markası”

Vali Ahmet Hamdi Nayir de konuşmasında çininin insanları bir araya getirme gibi bir yönünün olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Yeni bir haftaya Kütahya’mız için büyük bir önem taşıyan, kültürümüzden, tarihimizden esintileri bugüne kadar getirmiş olan çini gibi önemli bir konunun şenliği ile başlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Topraktan yaratılıp, toprak olacak olan insanların toprakla mücadele edip uğraşması, onun tarihi kadar eski bir olay. Öncelikle barınma ihtiyacını karşılamak için kerpiçten, tuğladan kiremite kadar toprağı kullanmaya çalışmış, daha sonra ihtiyaç duyduğu alanlarda çömlekçilikle başlayıp bugün porselene kadar getirebildiği, günlük hayatın yine kaynağı toprak olan bir maddeyi kullanmaya devam etmiş. Kütahya açısından bakılırsa çini Kütahya’nın bir markası ve Kütahya’yı hatırlatan en önemli ögelerden biri. Dolayısı ile etrafında birlik ve beraberliği oluşturmasında en önemli husus da bu. Göreve başladığımdan beri fark ettiğim Kütahya’mızdaki birlik ve beraberlikte çininin birçok hususu bir araya getirme kabiliyeti gibi kendi içerisindeki maddeleri, boyaları, sanatçıları bir araya getirme kabiliyeti gibi ilimizdeki birlik ve beraberlikte çini bir unsur olma, kabiliyetini gösterme özelliğini işler halde tuttu. Merkezi idare, Valilik, Belediye, Özel İdare, Üniversite, ticaret ve sanayi odamızla, sanatçılarımızla çini etrafında en kolay şekilde bir araya geldik, ilimizin ihtiyaç duyduğu birlik ve beraberlikte çini, bizi bir araya getirebildi. Biraz önce anlatılan hususların hepsi başlangıç konuşmalarında bile bu programın ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Bir farkındalık oluşturup eksiğimizi bilme ve onu telafi noktasında gayret sarf etme bu bir haftalık programın ana gayesi olacak. Buradan elde edilen gelirin, burada elde edilen doyumun daha yukarıya çıkarılması bizlerin hedefi olacak. Diğer hepsi araç. UNESCO bizim için bir araç. Güdümlü proje bizler için bir araç. Asıl amaç ne tarihimizden, kültürümüzden getirdiğimiz çini gibi önemli bir değeri yaşatmak birinci gayemiz. Bundan elde edilecek en yüksek katkıyı ilimizin tanıtımı dahil olmak üzere, insanımızın geçimi dahil olmak üzere en yüksek tatmini sağlayabilmek. Buna hizmet ettiği müddetçe bu araçların hepsi kendince bir kıymet kazanacak. Burada birlik ve beraberliği sürdürerek, Kalkınma Ajansı’mızla, Belediyemizle, Ticaret ve Sanayi Odamızla, sanatçılarımızla ve Valiliğimizle birlikte bu çalışmanın devamında bizler göreceğimiz faydaları şimdiden aklımızda canlandırıp ilimize neler getirebileceğini, insanımızda hangi yeni duyguların oluşmasını sağlayabileceği düşüncesinde bu toplantının kıymetini daha iyi anlamış oluyoruz. Ben emek veren herkese, ev sahipliği yapan Üniversitemizden, iş birliği yapan Belediyemize destek veren Ticaret Odası ve Kalkınma Ajansımıza huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.”

Yapılan konuşmaların ardından Çini sanatçısı Ahmet Kerkük’e Çini sanatına verdiği katkılardan dolayı teşekkür plaketi verildi.

Protokol konuşmalarının ardından UNESCO Yaşayan insan hazineleri sanatçılarının eserlerinin sergilendiği Çini sergisi açıldı.

14 ekime kadar devam edecek olan etkinliğe, Vali Ahmet Hamdi Nayir, Milletvekili Şükrü Nazlı, Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, DPÜ Rektörü Prof. Dr. Remzi Gören, KUTSO Başkanı Nafi Güral ve çok sayıda davetli katıldı.




Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir